16 Haz 2010

Sur Le Fil

sabah kalktım,her zaman ki gibi erkendi.geç kalkmayı sevmedim hiçbir zaman.çayımı içtim.(bu arada uykum açılıyor diye kahve içiyorum diyen entellere diyorum,kahve uykuyu açmıyormuş..(araştırmalarr!))sonra bugün yaşayacağım günün,çok gerçekçi olacağına karar verdim.gerçekçi olmak zorundaydı,çünkü bugün evden çıkacaktım,kendi başıma,yalnızlığıma sorular sormayacaktım.otobüse bindim.sıcaktı.camdan bakmak bile yoruyordu beni..başladığım kitabı bitirmeye çalıştım.bembeyaz bir kıyafetle,verandada sallanan sandalye de yanımda bir bardak portakal suyu eşliğinde kitap okumayı tercih ederdim diye düşündüm,tanrım!yanımdaki teyze ne kadar bastırmıştı koltukta beni öyle,iri göğüslüydü,sonra tekrar kitaba döndüm.sakinliğimi korumaya çalıştım,ama otobüsün freniyle herkes yine irkildi.
ders bitmişti.çıktım.kitabımı aldım,bir yerde çay içip;okumayı düşündüm,tüm sıkıntılardan uzaklaşmak için güzel bir andı,kafam dingindi,oysa ne karışıktı hayatım.yarın ne olacağını bilmeden yaşıyordum 'her zaman ki' gibi..iki noktanın bana göre olduğunu söylemiş miydim?bu ara her söylediğimi unutuyorum da.üç nokta çok yavaş.tek nokta da çok hızlı bitiriyor cümlelerimi.keşke iki nokta da olsaydı diye hep düşünmüşümdür.
karnımı doyurmam gerekti.olsun dedim,bi çay 4-5 sigarayı kaldırabilirdi midem şu an için.oturdum.ne güzeldi uzaklaşmak her şeyden,arada dönüyordum gerçek dünyaya,bi ateş çakması,gözüme duman kaçmasıyla,ya da yanımdaki çiftin birbirini ister gözlerine bakarken.çok düşünüyordum,milyonlar dönüyordu kafamda,kişiler,şeyler..dünyevilikten uzaklaşmamı engelleyen bir sürü şey vardı,en basiti fizyolojik olarak kendime bakmak zorundaydım,her zaman ye kürküm ye mantığı oturmuş insanlarda o düzene başkaldıramıyordum,ama kızmıyorum kimseye de.düzende sürüklenip gidenlerin karnı daha tok oluyor çünkü.kendime bakmadığım,etrafa sevimli görünmediğim günler,otobüse son anda yetiştiğimde amca basıp gidiyor mesela,ya da istediğim çay güleryüzle gelmiyor,ya da yardım istediğim hocalardan istediğim cevapları alamıyorum.gerçekten böyledir bu işler de,'a hayır ne alakası var saçmalık bunlar'olur.neyse ben iyiyim böyle aynaya baktığımda da mutlu oluyorum böyleyken,gözlerim parlıyor.
aşk da devreye giriyor sanırım,aşık olma heyecanı. ha bir de o hayaldeki beyaz elbise de olmalı bu yazıda. bir teyzenin bloğundan çaldım bunu.böyle bir hayat yaşıyor kocasıyla,sadece iç geçirebildim.sonra kitabımı okumaya devam ettim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder